'Eşeknalı Dikeni'
- Slehe Vily
- 12 Kas 2023
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 23 Kas 2023
Slehe Vily
2000 yılında Iskra’da doğmuş sanatçı, kayısı bahçelerinde büyümüş. Bölgede toprağa düşen olgun kayısılardan yaptığı alkol mayaları ve yabani bitkilerle yaptığı likörlerle tanınıyor.
Slehe, Iskra’da yaşamaya devam ediyor. Yazılarının tercümesini Slehe’nin partneri Nevena Tire yapıyor. Nevena, 58 yıl sonra Iskra köyüne dönen ilk göçmenlerden. Slehe’yle böyle tanışmışlar.
‘Eşeknalı Dikeni’
Slehe Vily
4 Eylül, 2023
Seninle konuştum kafamda, iyi geldi. Zihnim rahatladı. Yansıman sen yokken bile çok güzel. Öncesinde kimle konuştuğumu bilmiyordum, ama onunla konuşmak da iyiydi.
Sanki hiç orda değilmiş gibi, ağzımdan alevler çıkmıyormuşcasına, sessizce dinledi. Konuşmamızdan sonra bahçeye çıktı, biraz hava aldı ve gözleri papatyaların en kabarık olduğu yeri buldu ve oraya öylece uzandı. Gözünü kırpmadan gökyüzünü izledi. Pencerenin ardında, bir kaç saniyeliğine kahveyi fincana koyup ona geri baktığımda uyumuştu bile. O uyurken ona söylediklerimi kendime bir daha tekrarladım. Sanki unutmamam gerekiyormuş gibi.
Uyandığında yüzünde bir gülümsemeyle açık bıraktığı kapıdan içeri girdi. Masadaki fincanı alırken parmaklarımız birbirine değdi. Boş bir şaşkınlıkla göz göze geldiğimizde artık ben de gülümsüyordum. Bu ince gülümsemeyle kendime unutturmamak için tekrarladığım şeyleri hatırlamamaya başlamıştım artık. Unutmak ve yeni şeyler hissetmek iyiydi.
Aynı yerde bulunan iki yabancı olmanın aşık olmaya ne kadar yakın olduğunu farketmeye başladım. Halbuki aşık olduğunda karşındakini tanıdığın varsayılır. Ya da bilmiyorum, birine aşık olurken onu tanımamalı mısındır? Aşk bu tanıma işinin ne denli iyi yapıldığına deniyor olabilir mi?
Diğer Günler
Beni onu tanıdığımdan çok daha iyi tanıdı, çünkü aramızda çenesi düşük olan bendim. Günler akarken, kendimi her fazla konuşmuş gibi hissettiğimde duygularımın gerçeklikle tutarlı olduğunu gördüm. Cümlelerin sonunu getirmemeye başladım. Havada kalanlar, bir noktada bir yere oturanlar, bulutlara karışanlar, umrumda değildi. Her şey her yerdeydi, kabule geldim. Arada sırada, insanlara sinirlenecek gibi olduğumda başlayan o kıvılcımlar, garip şakalara, şakalar yüksek kahkahalara dönüştü. Bazen kendi kendime, kendime gülerken yakalıyordum kendimi. Kaç kişi olmuştuk kim bilir? Masaya tabak koyacakken misafirleri parmakla saymak ayıp sayılır ya, ben de kendimi çaktırmadan sayıyorum.
Bu arada o, köyden biriyle kolilerken adamın karısına yakalanmışlar, hem de nasıl şans eseri. Sanıyorum ikisinin de haberi yok bundan hala.
Kadın çobanmış ve eşekle çıkarmış kıra. O gün eşek keyifsizmiş. Kadın bakıyor eşeğin ayağında bir diken, sanki bir süredir de orda gibi bir yara, iltihap, kötü. Eşeği olduğu yere, eşeğin ayağına da zeytinyağı bağlayıp, elinde yarı dolu testiyle suyun kenarına doğru yürüyekoyulmuş. Bu arada suya yaklaşırken gelen çişi için sote bir yere çömelmiş ki işerken önce bizimkini görmüş - 'Ay orda biri var,' derken de, kocasını farketmiş. Uzaktan izlemiş, onlara farkettirmemiş. Sonra eşeği alıp bana gelmiş. Önce eşeğin dikenini çıkartmak için yardımımı istedi, bunları da dikeni çıkartırken anlattı bana.
Ben şaşırmadım. Sıradan adamlara olan ilgisini, onların ilgisinden hoşlandığını farkediyordum. Tatlı tatlı mahçup ederek güldürür hep adamları. Ama yine de onların yanında olduğu kişiyi görmeme pek izin vermiyor. Bazen yüklü bir heyecanla eve gelip, şarkı söyleyerek duşa girdiğinde anlarım. O günlerin gecesi yanıma gelir ve sarılmak ister, gıdıklandığımı bildiği yerlerimi koklar, bütün vücuduyla sarılır ve güzel sözler söyler.
İkimiz de kendimizden başka kimseyi daha çok sevemeyecek kadar kendimizle yeni tanışıyoruz sanki, sanki aramızdaki arzuyu bilindik bir cinselliğe taşımamak beraber, sessizce aldığımız bir karar.
⁂
Comments